engage in

  1. (a) meşgul olmak, uğraşmak, iştigal etmek, (bir işe) atılmak.
    engage in … : … ile meşgul olmak.

    Work engages much of his time. He engages in politics.
    engage someone in conversation = engage in conversation with someone: birisiyle konuşmaya/sohbete girişmek/dalmak. (b) iştirak ettirmek, katılmasını sağlamak, tutmak.
    I engaged him in conversation. (c) çatışmak, çarpışmak, ihtilâfa düşmek, (mücadeleye) girişmek, saldırmak, hücum etmek.
    engage in battle: muharebeye girişmek.
    Our soldiers engaged the enemy. They engaged the enemy (in battle).
ittifak kurmak Verb
bir dava açmak Verb
bir işkoluna girmek Verb
bir iş dalına girmek Verb
bir işkoluna girmek Verb
bir iş yapmak Verb
bir işi olmak Verb
bir faaliyete girişmek Verb
haydutluk etmek Verb
işe girişmek Verb
rekabete girişmek Verb
biriyle tartışmaya girişmek Verb
birşey yapmakla uğraşmak Verb
birşey yapmakla ilgilenmek Verb
birşey yapmakla meşgul olmak Verb
göz nuru dökmek Verb
dış ticaretle uğraşmak Verb
müzakerelere girişmek Verb
politikaya atılmak Verb
siyasete girişmek Verb
fahişelik yapmak Verb
orospuluk yapmak Verb
fuhuş yapmak Verb
bilimsel kurumlarla uğraşmak Verb
kaçakçılık yapmak Verb
birşeyle uğraşmak Verb
birşeyle meşgul olmak Verb
birşeyle ilgilenmek Verb
haksız rekabete girişmek Verb
siyaset yapma hakkı Noun, Rights-Freedoms
birini konuşmaya sokmak Verb
birini konuşmaya tutmak Verb
birinin birşeyle uğraşmasını sağlamak Verb
birini birşeyle meşgul etmek Verb
birinin birşeyle ilgilenmesini sağlamak Verb
birinin birşeyle meşgul olmasını sağlamak Verb
birini birşeye karıştırmak Verb
birini birşeye bulaştırmak Verb